Hi, Welcome to my blog, enjoy reading.
RSS

10 Kasım 2007 Cumartesi

Yaşamın Kıyısında - The Edge Of Heaven (Auf Der Anderen Seite)


Ne Oscar'a aday olması ne 2007 Altın Palmiye için yarışması ne de aldığı diğer ödüllerdi beni bu filme yaklaştıran! Siyasi ve kültürel farklılıklar, bir tarafta Türkler diğer tarafta Almanlar, aile ilişkileri, aşk hikayeleri, farklı cinsel tercihler ve düşündüren tercih sebepleri, Karadeniz Kıyıları, fahişelik, harika bir görsel düzenleme, dramatik bir kurgu ve konunun yoğun bir duygu ile bana ulaşmış olması filmi çok beğenmemi ve sonrasında bile üzerinde düşünmemi sağlayan sebeplerdir..

Sanki bu sefer Fatih Akın'ı biraz Ferzan Özpetek'e benzettim. İstanbul'u tüm dünyaya sunuşu, oyuncu seçimi ve cinsel&siyasal tutumları ona çok yaklaşmış gibi.

Fatih Akın demişken kendisinin film hakkındaki güzel bir yorumunu da eklemek istiyorum hemencik:

Filmin şiirselliği benim kişisel gelişimimle ilgilidir. Bununla birlikte yeni keşfettiğim Latin Amerika sinemasının ve yapımcılarının bugünkü düşüncelerime etkide büyük bir rolü olmuştur. “Amores Perros” ve “21 Gram” gibi muhteşem filmlerin yazarı Guillermo Arriga, bana ilham verdi. Sinematografik bakış açımı değiştirdi. “Hem Y Tu Mama Tambien” hem de “Motorcycle Diaries” bana politik, gelenekçi olmayan sinemanın tüm dünyada değerlendirilebilir olduğunu gösterdi.

Oğlumun doğumu ve hamilelik bana hayat ve ölüm hakkında düşünme imkanı verdi. Şuna kuvvetle inanıyorum ki, bebeklerin geldiği yer, öldükten sonra gideceğimiz yerdir.Ölüm hakkında pozitif bir film çekme fikri çok hoşuma gidiyor. Rüyada ölüm değişikliğe delalettir. Yeni bir hayata geçiş, bir metamorfozdur. Birçok kültürde ölüm kötü ve negatif bir şey olarak görülmenin tersine, umudu temsil etmektedir.

Benim hikayem ölümün nasıl karmaşık dramlar ve aslında çözülemeyen çatışmalar yarattığının göstergesidir.Tüm bu felsefi ve politik fikirlerden gerilimli, keyifli ve değerlendirilebilir bir sinema filmi yapmak istedim.

Sanırım bu mümkün.

Fatih Akın, Sonbahar 2005

Hiç yorum yok: