Hi, Welcome to my blog, enjoy reading.
RSS

17 Eylül 2007 Pazartesi

Türkiye'nin Batıkları - Paris Batığı


PARİS BATIĞI

Kemer limanının açıklarında otuz metre derinlikte yatan Birinci Dünya Savaşı'ndan kalan batık herkesi çok şaşırtmıştı. 1995 yılında bulunan bu batık buharlı bir savaş gemisine aitti. Ancak kimse hangi gemi olduğunu anlayamamıştı. Haber duyulunca tüm dünyadan araştırmacılar geldi, batığa daldı. Fakat herkesin kafası karışıktı. İngilizler, Amerikalılar, Fransızlar... Kimse geminin sırrını çözemiyordu. Talih yedi yıl sonra 1 Ocak 2002 günü Suna Kıraç müzesinde Likya kentleri üzerine araştırma yapan Mustafa Aydemir'in yüzüne güldü. Dr. Burhanettin Onat imzalı "Bir Zamanlar Antalya" isimli kitapta Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul ve onun batırdığı Paris isimli savaş gemisiyle karşılaştı. Onat "Savaş yıllarıydı, Böyle bir zamanda bir adam geldi, dört topu ve yüreğiyle düşmanı duman etti gitti. Paris'i ve Alexandra'yı batırdı" diyordu. Araştırmacı Mustafa Aydemir işin peşini bırakmadı. Önce Burhan Onat'ın kızını buldu ve batığın asıl adının Paris II olduğunu öğrendi. Ardından Mustafa Ertuğrul'un ailesine bir araştırmacı için hazine değerinde olan anılarına ulaştı. Hemen hiçbir yerde kaynağı olmayan, hatta Genelkurmay arşivlerinde bile izine rastlanamayan Akdeniz'deki deniz savaşına ilişkin ilk kez gün yüzü gören bilgileri elde etti. Yüzbaşı, günü gününe notlar almış, savaşın ayrıntılarını haritalara işlemişti. Mustafa Ertuğrul Bey efsanevi bir Osmanlı zabitiydi. Tıpkı Kemal Tahir'in Yorgun Savaşçı'sının kahramanı, Cehennem Topçu Yüzbaşı Cemil gibi... Ünü sadece Osmanlı ordusunda değil düşman askerleri arasında da yayılmıştı. Mütareke sonrasında Aydın cephesinde silahları teslim almaya gelen İngiliz komutan Mustafa Ertuğrul Bey'i tanıyor ve "Sizin gibi bir komutanın silahını almak askeri şerefe aykırı sayarım" diyerek silahlarını ve elindeki dört topu bırakıyor. Ve kaderin tecellisi Kurtuluş Savaşı başladığında başlangıçta milli kuvvetlerin elindeki en önemli silah bu dört top olacaktı. Mustafa Ertuğrul Bey o dört top ile işgalcilere kök söktürecekti. Dünya denizcilik ve savaş tarihinde ilk kez bir uçak gemisini topçu ateşiyle batırmıştı. İngilizler'in 110 metrelik efsanevi uçak gemisi Ben My Chree'yi Meis açıklarında sulara gömüyor, ardından Fransız savaş gemileri Paris II ve Alexandra'yı de Kemer'de denizin derinliklerine yolluyordu. Mustafa Ertuğrul gerçek bir kahramandı. Kemer açıklarında denize döktüğü yaralı düşman askerlerini denizden toplayıp yaralarını saran, anılarında da "Zaferden mütevellit neş'emizi yaralı düşman askerlerinin acısına hürmeten izhar etmedik" diye yazacak kadar centilmen bir askerdi. Araştırmacı Mustafa Aydemir "Ben Bir Türk Zabitiyim" adıyla Denizler Kitabevi' nden yayınlanan bu araştırma için "ben bir makale yazmak istedim ama ortaya bir belgesel çıktı" diyor. Aydemir Yüzbaşının çok mütevazı bir asker olduğunu söylüyor: "Bu kadar başarısına rağmen çok mütevazı bir insan. Anlatmak, övünmek gibi bir şeyi yok. Çanakkalede uçak düşürmüş. Aydında eşkıya güçlerinin milli güçlere kazandırılmasını örgütlemiş. Demirci Efe ile çok yakın arkadaş. Dostlukları sonra da devam ediyor. Yaşlılıklarında buluşuyorlar. Anılarını sadece batırtığı gemiler üzerine yazmış. Diğerlerini anlatmıyor." Mustafa Ertuğrul' un anılarını yazmasının da bir öyküsü var. Mustafa Aydemir bu öyküyü şöyle anlatıyor: "Bir gün Mustafa Kemal, Antalya'da onu ziyaret etmiş. 'Bunları yaz, bunlar unutulur gider' demiş. Bunu emir telaki edip oturup yazmış. Ama 'Bu benim odamdan asla dışarı çıkmayacak' demiş.

BATIĞIN DURUMU

Kemer Yat Limanı'ndan bir buçuk kilometre kadar açıkta kum bir zemin üzerinde, 25-33 metre derinlikte yatmakta olan bir Fransız yük gemisidir. Balta kafa diye tabir edilen gemi 3 güverte ve iki ambara sahiptir. Geminin baş altı ve ortada bulunan ambarının üstü ahşaptan yapıldığından geçen süre içinde epey zarar görmüştür. Güvertedeki silah donanımının az olması nakliye gemisi olma ihtimalini bir hayli kuvvetlendirmektedir. Ambarlardaki birbirine kaynamış cephaneler, orta bölümdeki çini kaplı kısım ve kazana yakın bulunan el arabası ile kömür parçacıkları enteresan noktaları oluşturmaktadır. Son yıllarda dalıcıların bir hayli ilgisini çeken bu batığın bir çok ziyaretçisi bulunmaktadır. Geminin ana yapısında ya Türk topçu atışından kalan ya da ikinci bir patlamadan kalan top izine benzeyen boşluklar var. Geminin iskele tarafında kumlukta büyük parçalar halinde kablolar borular var. Bunların patlamanın etkisiyle gemiden ayrıldığı söylenmekte ve burası büyük bir orfoza ev sahipliği yapmakta. Küp şeker şeklindeki yakacakları, mermileri, kamaraları ambarları, pervaneyi, burundaki Paris yazısını görmek mümkün ancak etraf tamamen kum ve pek fazla canlı yok ama batık sevenler için heyecan verici bir gemi.

Batığın koordinatları : 36 derece 36 dk 08.06 sn N ; 30 derece 35 dk 10.93 sn E







Mustafa Ertuğrul ve bataryası Geminin can simidi ve komutan Rollen'ın köpeği Mastik ile :)))

Hiç yorum yok: